Avukat Stajyerleri Türkiye Kurgusal Duruşma Yarışması Final Karşılaşmaları Başladı

29.04.2017

Türkiye Barolar Birliği Eğitim Merkezi tarafından düzenlenen 2017 yılı “Avukat Stajyerleri Türkiye Kurgusal Duruşma Yarışması” Finalleri Ankara’da başladı.  

Şubat ayında, 57 Baronun katılımıyla, yedi coğrafi bölgede eş zamanlı olarak gerçekleştirilen bölge elemelerinde birinciliği alan takımların yarıştığı final programı, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu ile Başkan Yardımcısı ve Eğitim Merkezi Başkanı Av. Berra Besler’in konuşmalarıyla açıldı. Kura çekimlerinin ardından final karşılaşmalarına geçildi.

  • Marmara Bölgesi birincisi TEKİRDAĞ  Barosu,
  • Ege Bölgesi birincisi MUĞLA Barosu,
  • Akdeniz Bölgesi birincisi ANTALYA Barosu,
  • İç Anadolu Bölgesi birincisi KAYSERİ Barosu,
  • Karadeniz Bölgesi birincisi AMASYA Barosu,
  • Doğu Anadolu Bölgesi birincisi KARS Barosu ve
  • Güneydoğu Anadolu Bölgesi birincisi ŞANLIURFA Barosu

stajyerlerinden oluşan takımların, aynı “olay metni” üzerinden yaptıkları iddia ve savunmalarla Türkiye derecesine girme mücadelesi verdiği yarışma iki gün sürecek.

Yarışmada değerlendirmeyi yargıç masasında oturan Prof. Dr. Feridun YENİSEY (Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi), Prof. Dr. Ayşe NUHOĞLU (Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı), Doç. Dr. Seydi KAYMAZ (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1.Ceza Dairesi Başkanı), Murat ÖKSÜZ (Yargıtay Cumhuriyet Savcısı) ve Av. Fikret İLKİZ’den (İstanbul Barosu) oluşan jüri yapacak.

Fotoğraflar için tıklayınız

Programın açılışında konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, TBB Eğitim Merkezi’nin savunma mesleğine sunduğu katkıya dikkat çekerek TBB Başkan Yardımcısı ve Eğitim Merkezi Başkanı Av. Berra Besler’e ve onun şahsında TBB Eğitim Merkezi’nin tüm mensuplarına teşekkür ederek fedakârca çalışmalarını minnet ve takdirle karşıladığını söyledi.

“Türkiye Barolar Birliği’nin öncelikli vazifelerinden birinin Türkiye’de avukatların ve avukat stajyerlerinin eğitimi olduğu düşüncesinden yola çıkarak bugüne geldik. Bunun değerinin bizden sonra da bilineceğinden eminim” diyen Feyzioğlu, yarışmanın dört yılda bütün Türkiye’de beklenen bir hukuk faaliyetine dönüşmesinde, yarışmayı sahiplenen Baro başkanlarının muhteşem bir katkıları olduğuna dikkat çekti. Avukat stajyerlerine destek vermek üzere finallerde hazır bulunan Baro başkanlarını da selamlayan Feyzioğlu, yarışmanın final aşamasına gelmeden önce yaşanan meşakkatli yolunu anlattı. Feyzioğlu, “Ben sadece bugün burada olan takımlara değil bölgedeki elemelere katılan, alın teri döken tüm genç meslektaşlarıma ve takımların tüm çalıştırıcılarına da ayrıca teşekkür ediyorum. Elbette yıllardır yarışmamıza en büyük desteği veren jüri üyelerimize de içten teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Feyzioğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ EĞİTİM MERKEZİ ZİRVELERİ ZORLAMAKTADIR

Türkiye’nin her yerinde meslektaşlarıma eğitim merkezimizin faaliyetlerini anlatmaktan tarifsiz bir keyif duyuyorum. Neden derseniz demokrasi için hukukun üstünlüğü şart. Hukukun üstün olmadığı, üstünün hukukunun geçerli olduğu bir demokrasi modeli icat edilmedi. Hukukun üstünlüğü için yargının bağımsız, tarafsız, etkin olması şart. Yargının bağımlı, taraflı, pısırık, etkisiz olduğu ama buna rağmen hukukun üstün olduğu bir model icat edilmedi. Böyle bir yargı içinde hiç kuşkusuz bağımsız, etkin ve bilgili bir savunma şart. İşte bu bilgili savunma noktasında meslektaşlarımızın mesleki eğitimlerini ve staj eğitimlerini en üst kaliteye çıkartmak adına, Türkiye Barolar Birliği Eğitim Merkezi zirveleri zorlamaktadır.

Sadece sayılar ispata yeter. Mayıs 2013, yani görev geldiğimiz tarih ve artık görevimizin bitmekte olduğu Nisan 2017 arasında 77 Baromuzun çevresinde Merkezimiz eğitim vermiştir. Bu rekordur. 407 meslek içi eğitim semineri vermiş durumdayız. 47 bin 661 avukat barolarında eğitime katıldı. Yani dört yılda meslektaşlarımızın neredeyse yarısı… 43 Özel Eğitim Semineri açmışız ve 6 bin 673 avukat meslektaşımız da Türkiye’nin her yerinden gelerek buradaki özel eğitimlere katılmış. Ve 3 bin 381 avukat stajyerine burada, Ankara’da eğitim vermişiz.

MESLEKTAŞLARIMIZ TÜRKİYE’NİN HER YERİNDE KUCAKLAŞMANIN BAYRAĞINI TAŞIYOR

Bu eğitimlerin içeriği kadar yöntemine de dikkat çekmek istiyorum. Artık bir ilkeye dönüşmüş uygulamamız şu şekilde: Aynı anda Türkiye’nin birbirine coğrafi olarak uzak yerlerinden stajyer avukatları buraya davet ediyoruz ve birbirini tanımayan, birbirinin şehrini belki de hiç görmemiş olan bu genç meslektaşlarımızı bir hafta boyunca yan yana eğitiyoruz. Birlikte müzelere gidiyorlar, Anıtkabir’e gidiyorlar, yüksek mahkemelere gidiyorlar, klasik müzik konserlerine ve tiyatrolara gidiyorlar. Gördükleri de şu: Hakkari’deki meslektaşımız ve vatandaşımız aslında, adliye binasına bakıyor ve “buradan adalet istiyorum” diyor. İzmir’deki meslektaşımız, vatandaşımız, adliye binasına bakıyor, “buradan adalet istiyorum” diyor. Yani hepimizin aslında istediği, hangi şehirde yaşarsak yaşayalım aynı… Adalet binasından adalet, hastaneden şifa, belediyeden hizmet, devletten eşit muamele, ayrımcılık yapılmaksızın kanun önünde eşitlik… Ancak bulunduğumuz şehirlere, bölgelere, etnik kökenimize, mezhebimize, siyasi düşüncemize göre aslında hepimizin aynı olan bu taleplerinin üzerine farklı kılıflar dikiliyor ve birbirimizden sanki çok uzakmışız gibi, derin uçurumlarla birbirinden ayrılmış vadilerin farklı yakalarında hapsoluyoruz. 

Görmemiz gereken şey şu: Kuyuların dibinden gökyüzüne bakıp “İşte gökyüzü bu kadar. İyisiyle kötüsüyle budur” demenin dışında, kendi pencerelerimizi birleştirmek ve koskoca bir gökyüzünü birlikte kavramak… Ben Türkiye’nin farklı şehirlerinden ve bölgelerinden buraya dört yıl boyunca gelen ve birbirini tanıyan, birbiriyle kardeş olan meslektaşlarımızın, Türkiye’nin bugün her yerinde kucaklaşmanın bayrağını taşıdıklarını biliyorum ve bunu çok önemsiyorum.

Netice itibarıyla dört yılda toplam 60 bin 708 avukat ve avukat stajyerine eğitim vermiş bir Türkiye Barolar Birliği Eğitim Merkezi’nden söz ediyoruz.

YARGI BAĞIMSIZLIĞI VE TARAFSIZLIĞI AVUKATLARIN EN ÖNEMLİ MESLEKİ SORUNUDUR

Ben de sayısız derse girdim burada ve Ankara dışında… Girdiğim derslerde meslektaşlarıma şunu anlatmaya gayret ettim: Yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı ve hesap verebilir yargı Türkiye’de avukatların en önemli mesleki sorunudur. O sebeple Türkiye Barolar Birliği böyle bir yargının oluşması için mücadele verirken, birilerinin çıkıp “Barolar Birliği biraz da mesleki sorunlarla ilgilense” demesini; bunların mesleki sorun saydığı her hususa Türkiye Barolar Birliği’nin çözmek için mücadele ettiğine dair bilgisizlik içinde olduklarını, ama en büyük bilgisizliğin bağımsız, tarafsız, hesap verebilir yargı talebinin mesleki bir sorun olmadığını iddia etmelerinde olduğunu söylüyorum.

Bugün eğer avukatların alın terinin karşılığını almama gibi bir sorunları varsa maalesef vatandaşlarımızın dosyasına sahip, işini bilen, sıkı takip yapan, hukuka uygun davranan avukat arayışı yerine giderek ve giderek iş takipçisi arayışına girmeleridir.

MESELELERİMİZİN TAMAMININ KAYNAKLANDIĞI EN TEMEL MESELEMİZ, KEYFİLİKTİR

Eğer bir avukat savunduğu kişinin neden tutuklandığını, ne zaman tahliye edileceğini kanuna göre cevaplayamıyorsa; eğer bir avukat şartları kendisine çok benzeyen bir dosyada, yargının en yüksek makamdan zıt karar verdiğinin sebebini açıklayamıyorsa, orada avukatın alın terinin değeri olmaz. Böyle bir ülkeye yerli ve yabancı yatırım da gelmez. Yerli ve yabancı yatırım gelmeyen ülkede de avukatlık işi artmaz. Yani bizim en temel meselemiz meselelerin tamamının neşet ettiği, kaynaklandığı mesele; keyfiliktir. Bu keyfiliği önlemek de bizim mesleki sorumluluğumuzdur.

SONUÇ NE OLURSA OLSUN SİZ KAZANDINIZ

Bu çerçevede İstanbul Bakırköy Adliyesinde geçtiğimiz gün yaşanan bir skandalın da, Türkiye Barolar Birliği olarak takipçisi olacağımızı buradan tüm kamuoyuna ve meslektaşlarımıza duyuruyorum. Yargıtay’ın artık tartışma götürmeyecek şekilde yerleşmiş olan “Ceza davalarında yazılı vekâlet gerekli değildir. Sanığın ‘beni bu avukat savunabilir’ şeklindeki sözlü beyanı müdafi sıfatının edinilmesi için kâfidir’ şeklindeki içtihadını bilmeyen bir mahkeme başkanının, bunu anlatmaya çalışan bir avukatı polis marifetiyle yerde sürüyerek duruşma salonundan çıkarmasının üzerine, sonuç alıncaya kadar gideceğimizi buradan bilgilerinize arz ediyorum ve tüm yarışmacılara sonuç ne olursa olsun, siz kazandınız diyerek başarılar diliyorum.

HUKUK DIŞILIK HERKES İÇİN FELAKET DEMEKTİR

Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı ve Eğitim Merkezi Başkanı Av. Berra Besler de açış konuşmasında “hukukun üstünlüğü”nü esas alan “hukuk devleti”nin avukatlar için taşıdığı öneme dikkat çekti. Besler şöyle konuştu:

Hukuka aykırılıkların bireysel ve toplumsal yaşamımızı derinden etkilediği bu olağanüstü dönemden bir an önce çıkarak, ülkemizi aydınlık bir geleceğe taşımanın hepimizin ortak arzusu olduğuna içtenlikle inanıyorum.

Yine içtenlikle inanıyorum ki, bu ortak arzumuzu, bizleri “hukukun üstünlüğü” ilkesi etrafında birleştiren ortak paydalarımızdan aldığımız güçle ve dayanışmayla gerçekleştireceğiz. Bunun için verdiğimiz mücadeleden de,  tek yolumuz olan hukuktan da asla vazgeçmeyeceğiz.

Çünkü biliyoruz ki insan haklarına, birey hak ve özgürlüklerine, demokrasiye, eşit yurttaşlığa, güven ve huzur içinde yaşamaya, ekonomik refaha ve toplumsal barışa çıkan tek yol, hukukun yoludur. Çünkü biliyoruz hukuk dışı yollara sapıp da aydınlığa çıkan olmamıştır. O nedenle hukuk demek herkes için adalet, hukuk dışılık demek herkes için felaket demektir.

HUKUK DEVLETİ BİZ AVUKATLAR İÇİN YAŞAMSAL DEĞERDEDİR

Hiç kuşku yok ki hukuk yolunda bize rehberlik edecek olan, hukuk devleti ilkeleridir. Hukuk devleti ise yalnızca kanunları uygulayan devlet değil aynı zamanda “hukukun üstünlüğü” ilkesini kabul eden, tüm işlem ve eylemleri hukukla sınırlı olan devlettir.

Herkesin sımsıkı sarılması gereken “hukukun üstünlüğü”nü esas alan “hukuk devleti”nin varlığı biz avukatlar için yaşamsal değerdedir.

CCBE Meslek Kurallarında da ifade olunduğu üzere; “Hukukun üstünlüğüne saygı esasına dayalı olarak kurulmuş bulunan bir toplumda avukat özel bir role sahiptir” ve “Bir toplumda avukatın mesleki işlevine saygı göstermek o toplumda demokrasi ve hukukun üstünlüğünün varlığı için zorunlu bir koşuldur.”

Öyleyse, “insan haklarına saygılı”, “demokratik, laik sosyal hukuk devleti” temelleri üzerine kurulan Cumhuriyetimizin bu kurucu değerleri, avukatlık mesleğinin onurla ve hakkıyla yerine getirilmesinin en büyük teminatı olduğu gibi, her avukatın da bu ilkeleri korumak bakımından ulusal ve uluslararası belgelerden kaynaklanan görev ve sorumluluğu vardır.

NEREDE BİR ADALETSİZLİK VARSA ORADA AVUKAT VARDIR

Avukatlık Kanunumuz, mesleğimizin amacını “…her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını, her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamak” olarak tarif etmiştir.

Aynı kanun, Türkiye Barolar Birliği’nin görevlerini sayarken, “Kanunların memleket ihtiyaçlarına uygun olarak gelişmesi ve yürütülmesi yolunda dileklerde, yayınlarda bulunmak, gerekirse ön tasarılar hazırlamak” hükmüne de yer vermiş, yine Barolar Birliğini ve Baroları “Hukukun üstünlüğü ile  insan haklarını savunmak ve korumak, ayrıca bu kavramlara işlerlik kazandırmak”la yükümlü kılmıştır.

Turin İlkeleri’nde, “…adaletin tecelli ettirilmesinde ve toplum hayatının düzenlenmesinde bir araç olarak avukatın rolünün elzem olduğuna” vurgu yapılmıştır.

Öyleyse nerede bir adaletsizlik varsa, nerede hak ihlali varsa ve nerede bir hukuka aykırılık yaşanıyorsa orada avukat vardır, olmalıdır ve olacaktır da…

HEPİMİZİN ONUR DUYACAĞI BİR HİZMET KAPASİTESİNE ULAŞTIK

Uluslararası sözleşmelerin ve ulusal düzenlemelerin avukatlık mesleğine yüklemiş olduğu bu önemli rol aynı zamanda her birimize zengin bilgi donanımına sahip, etik kuralları içselleştirmiş nitelikli hukukçu olma zorunluluğunu yüklemektedir.

Avukatlık Kanunu’nun Türkiye Barolar Birliği’ne yüklemiş olduğu “avukatlık mesleğini geliştirmek” görevini yerine getirmede en önemli unsurun eğitim olduğu kuşkusuzdur. 

Türkiye Barolar Birliği Eğitim Merkezi bu bilinçle ve Türkiye genelinde başlatmış olduğu eğitim seferberliği sonucunda hepimizin onur duyacağı bir hizmet kapasitesine ulaşmıştır.

Çalışmalarını “meslek içi eğitim” ve “staj eğitimi” olmak üzere iki ana koldan sürdüren Merkezimiz, bugüne kadar meslektaşlarımıza barolarında verdiği eğitim seminerleri, özel eğitim seminerleri, staj eğitim programları, kurgusal duruşma yarışmaları, güncel konularda düzenlediği panel, forum benzeri etkinliklerin yanı sıra TBB İnsan Hakları Merkezi ve üniversitelerle ortak düzenlediği eğitimlerle 60.821’i son dört yıllık çalışma dönemimizde gerçekleşmek üzere toplam 97.603 avukat ve avukat stajyerine eğitim hizmeti sunmuştur.

Çalışmalarımıza her zaman destek olan başta Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sayın Av. Prof. Dr. Metin Feyzioğlu ve Yönetim Kurulu üyesi arkadaşlarım olmak üzere; Eğitim Merkezimizin Yürütme Kurulu ve Danışma Kurulu üyelerine, bu seferberliğe hiçbir karşılık beklemeden katkı sunan saygıdeğer eğitmenlerimize, Eğitim Merkezi çalışanlarına ve bu eğitimlere katılan meslektaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

HUKUK FAKÜLTELERİNE ÖRNEK OLMA BAŞARISINA ULAŞTIK

Staj eğitiminde çok önemli bir yeri olan “Kurgusal Duruşma Yarışması”, yargının kurucu unsuru olan avukatı, diğer kurucu unsurlar hakim ve savcı ile birlikte, hukuka ve etik kurallara uygun olarak gerçekleştirecekleri  yargılama faaliyetine ve duruşmaya hazırlamayı amaçlayan bir çalışmadır.

Türkiye Barolar Birliği Eğitim Merkezi olarak “kurgusal duruşma yarışması”nın Türkiye genelinde uygulanmasına 2014 yılında başladık. Sevinç ve gururla söylemek isterim ki bu yıl dördüncüsünü geçekleştirdiğimiz yarışma, Barolarımızın ve stajyerlerimizin artan ilgisiyle geleneksel hale gelmiş ve hukuk fakültelerine örnek olma başarısına ulaşmıştır.

BU YARIŞMANIN KAYBEDENİ OLMAYACAK

Birazdan 2017 yılı “Avukat Stajyerleri Türkiye Kurgusal Duruşma Yarışması”nın final karşılaşmaları başlayacak.

Şubat ayında yapılan elemelerde bölge birinciliğini almaya hak kazanan; Marmara Bölgesi birincisi TEKİRDAĞ  Barosu, Ege Bölgesi birincisi MUĞLA Barosu, Akdeniz Bölgesi birincisi ANTALYA Barosu, İç Anadolu Bölgesi birincisi KAYSERİ Barosu, Karadeniz Bölgesi birincisi AMASYA Barosu, Doğu Anadolu Bölgesi birincisi KARS Barosu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi birincisi ŞANLIURFA Barosu stajyerleri; sizler bizim enerji ve gurur kaynağımızsınız, umudumuz ve geleceğimizsiniz.

Bölge elemelerine katılan ancak finale kalamayan stajyerlerimizi de ayırmadan hepinizi verdiğiniz emek, gösterdiğiniz medeni cesaret, bilgi ve donanımlarınızı güçlendirme kararlılığınız ve sahip olduğunuz nitelikli hukukçu olma bilinci nedeniyle içtenlikle kutluyorum.

Bu yarışmanın kaybedeni olmayacaktır. Yarışmaya katılan tüm stajyerlerimiz edindikleri bilgi ve deneyimin yanı sıra mesleki dayanışmanın en güzel örneklerinden birini yaşayacak ve hepsi kazanacaktır. Bizler de bu bilgi şöleninden yararlanacak, mesleğimizle ve meslektaşlarımızla gurur duyacağız.

Bu büyük organizasyonun gerçekleşmesinde büyük bir ekip çalışması ve emek var. Ben buradan başta değerli jüri üyelerimize, bu yarışmaya destek veren Baro Başkan ve yönetimlerine, stajdan sorumlu meslektaşlarıma; yarışmanın sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesini sağlayan başta TBB müdürlerinden Sayın Necati Kaya’ya, TBB Eğitim Merkezi Görevlileri Sayın Müge Uslu’ya, Sayın Elif Ayvaz’a, editörümüz Sayın Nesrin Turhan’a, Fotoğraf-Tv servisinden Çağlar Akpınar ve Habip Mızrak’a; değerli çalışanlarımız ve emeği geçen bütün çalışma arkadaşlarıma  bu çalışmaların olmazsa olmazı İstanbul Barosu Staj Eğitim Merkezi Sorumlusu ve TBB Eğitim Merkezi Danışmanı Sayın Nevzat Aydın’a emekleri için teşekkür ediyor, yarışacak tüm avukat stajyerleri değerli meslektaşlarıma  başarı ve şans diliyorum.

Sözlerime son verirken, Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk’ün ilke ve devrimlerinin aydınlattığı, aklın, bilimin ve hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir Türkiye’de hep birlikte sağlık ve mutluluk içinde yaşamak umudu ve kararlılığıyla hepinizi saygıyla selamlıyorum.